Dilimize 'mobbing' olarak geçen işyerinde şiddet olayından
muzdarip olmayan kalmadı. İnsanların her an öfkeli, sinirli olması iş yaşamına
da yansıyarak, psikolojik şiddetin ve baskının önünü geçilemez kıldı
Günlük hayatımızın büyük bir kısmı çalışarak geçiyor. Çok
yaygın bir işyeri sorunu olan mobbing de hayatımızı direkt ve çok fazla
etkiliyor. Mobbingin (işyerinde psikolojik
taciz) kelime anlamı, psikolojik şiddet,baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme
veya sıkıntı vermektir. Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı
olarak 'Bezdiri' kelimesini belirlemiş ve bezdiriyi “İş
yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp,
çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak
yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamıştır. Gündemden hiç düşmeyen 'mobbing'
olayını detaylarıyla ele aldık. mobbing şiddete sadece çalışanlar mı maruz
kalıyor? mobbinge uğradığınızı nasıl kanıtlarsınız? Haklarınızı biliyor
musunuz?..
KANITLAYIN!
Ofiste bitmek bilmeyen bir mobbing altında mı
çalışıyorsunuz? Bunun sizi susturmasına izin vermeyin. Şiddet olaylarının
artması durumu o kadar normalleştirdi ki insanlar mobbing şiddete uğradığını
dahi fark edemeyebiliyor. Farkına vardığında ve dayanılmaz bir noktaya
geldiğinde ise 'durumu nasıl kanıtlayacağım?, hakkımı nasıl arayacağım?' gibi
soru işaretleriyle karşı karşıya kalıyor. Hukukun genel kuralları gereği,
psikolojik şiddete maruz kalıyorsanız, maruz kaldığınız eylem ve davranışları
somut belgelerle ya da tanıklıklarla ispat etmek zorundasınız. İşyerinde sizi
küçük düşürecek herhangi bir harekete maruz kalmanız haminde hemen tutanak
tutularak, işyerindeki kişilerin de tanık olduklarına dair imzalarının alınması
önemli. Ayrıca mobbinge uğramanız sonrasında tıbbi veya psikolojik yardım
almanız da mahkeme de mobbingin ispatına yarayan önemli delillerden biridir.
İşyerinde aynı anda birden fazla kişiye de mobbing uygulanabilir. Böyle bir
durumda, grup halinde hareket ederek, müracaatların birlikte yapılması ispatı
kolaylaştıracaktır.
NASIL ANLAYACAKSINIZ?
Mobbing tespitinin yapılabilmesi için 6 aylık bir süreçten
bahsediliyor. İşyerlerinde uygulanan mobbing, sistematik bir baskı ile ortaya
çıkar. Bu baskının tespit edilmesi için 6 aylık bir süre öngörülüyor. İş ortamında yaşanan her anlaşmazlık mobbing
olarak değerlendirilmemeli. Olaya mobbing olarak bakılabilmesi için davranışların ayda birkaç kez tekrarlanması, birbiri ardına
birtakım evreler içinde geçmiş olması ve bunun tekrarlama sıklığı ve uzun süre
devam etmesi ve davranış tarzlarının kişiye kötü muamele şeklinde olması gerekiyor.
MOBBİNGE ÖNLEM ALINABİLİR Mİ?
Şiddetten bıktığınız halde ne yapacağınızı bilmiyor
olabilirsiniz. Gelecek kaygınız, iş bulamama endişesiniz sizi içinde
bulunduğunuz kötü durumda mutsuz etmeye devam edebilir. Böyle bir durumda size
mobbing uygulayan kişiye açıkça bu davranışlarını sona erdirmesini
söyleyebilirsiniz. Bu konuşmayı yaparken, başka bir kişiyi de bu görüşmeye
tanık edebilirsiniz. Mobbingin her zaman yöneticiler tarafından uygulanmadığı
biliniyor. İş arkadaşlarınızla bu tip bir sorun yaşadığınızda çalıştığınız
kurumdaki yetkililerle bu durumu paylaşmalısınız.
HAKLARINIZI BİLİYOR MUSUNUZ?
Anayasamızda psikolojik tacizi doğrudan içeren bir hüküm
bulunmuyor. Ancak psikolojik tacizin ulusal ve uluslararası hukukta kişilik
hakları temelinde değerlendirildiği dikkate alınarak Anayasa’daki bu haklara
ilişkin düzenlemelerin olduğunu biliyoruz.
* Anayasamızın “Devletin Temel Amaç ve Görevleri”
başlıklı 5’inci maddesinde; “kişinin
temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle
bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak,
insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları sağlamak”
devletin görevleri arasında sayılmıştır.
* 10’uncu maddede, “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesine
yer verilmiş ve devletin bu eşitliği sağlamak üzere gerekli tedbirleri
alacağına vurgu yapılmıştır. “Herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz,
devredilemez, vazgeçilmez temel
hak ve hürriyetlere sahip olduğu” 12’nci maddede düzenlenmiş ve yine “herkesin
yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu” 17’nci
maddede vurgulanmıştır.
* İş Kanunu hükümlerinde doğrudan psikolojik taciz
kavramına yer verilmemiş olmakla birlikte; Eşit davranma ilkesi (Madde 5),
Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi (Madde 22),
İşverenlerin ve işçilerin yükümlülükleri (İş sağlığı ve güvenliği konusunda)
(Madde 77), kapsamında konunun değerlendirilmesi mümkün görünmektedir.
* Mevzuatımıza ilk kez Türk Borçlar Kanunu ile giren
psikolojik taciz ifadesi “İşçinin kişiliğinin korunması” başlığı
altında düzenlenmiştir. Bu hükümle işçinin işyerindeki psikolojik tacizlere
karşı hukukî güvence altına alınması konusunda önemli bir adım atılmıştır.
İşverenin bu maddeye aykırı davranışları sonucu ortaya çıkan zararların
tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabi tutulmuştur.
* Psikolojik taciz, Türk Medenî Kanunu’nda açıkça
düzenlenmemiş olmakla birlikte; “Dürüst Davranma” başlıklı 2’nci
maddesindeki“Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını
yerine getirirken dürüstlük kurallarına
uymak zorundadır” şeklindeki
temel ilkeden başlayarak; kişiliği vazgeçme ve aşırı sınırlamaya karşı koruyan
23’üncü madde, saldırılara karşı koruyan 24’üncü madde ve bu konuda açılacak
davaları düzenleyen “Davalar” başlıklı 25’inci madde kapsamında ele
alınabilmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun amaçları arasında yer alan “kişi
hak ve özgürlüklerinin korunması” kapsamında, psikolojik tacize konu
eylemlerin işleniş biçimleri ve sonuçlarına göre her biri ayrı ayrı
değerlendirilmek üzere 96. maddesindeki eziyet, 105. maddesindeki cinsel taciz,
106. maddesindeki tehdit, 107. maddesindeki şantaj, 117. maddesindeki iş ve çalışma
hürriyetinin ihlali, 122. maddesindeki ayırımcılık, 125. maddesindeki hakaret,
123.maddesindeki kişilerin huzur ve sükununu bozma, 124. maddesindeki
haberleşmenin engellenmesi, 132. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal,
133. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması,
134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal, 135. maddesindeki kişisel
verilerin kaydedilmesi TCK’da suç olarak sayılan fiiller arasında yer
almaktadır.
Alo170
Çalışma hayatı ve sosyal güvenlik hakkında her türlü, ihbar,
şikayet, öneri ve taleplerin çözüme kavuşturulması amacıyla kurulan Çalışma ve
Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi Alo 170'i arayarak yardım alabilirsiniz.
PATRONLAR DA MOBBİNGE UĞRUYOR
İşyerinde mobbing denildiği zaman durumun tek taraflı
düşünülmesi patronlara, yöneticilere, müdürlere uygulanan mobingi görünmez
kılıyor. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin de daha önce bu
konu hakkında açıklama yaparak şu ifadeleri kullanmıştı: "Bazı çalışanlar da patronlar üzerinde
mobbing yapıyor. Sayıları az da olsa bazı çalışanlar, fazla mesai ücreti, tatil
ücreti, iş akdi feshi konularında biraz kötü niyetle, mevzuatı kullanarak
işverene adeta taciz uyguluyor. Yani patrona da mobbing yapılıyor." Daha
önce ekip arkadaşları olan ve sonrasında terfi ederek yönetici olanların eski
çalışma arkadaşları tarafından mobbinge uğradığı bilinen bir durum.
Çalışanların yöneticilerine mobbing uygulama nedenleri çok çeşitlilik
gösteriyor. Çalışanlara kendi yöneticilerine neden mobbing uyguladıklarını
sorduğumuzda yöneticilerini yeterli vasıfta görmediklerini ve bu yüzden mobbing
yaptıklarını da söyleyebiliyorlar. Mobbingin alışkanlık ve olması gereken bir
durum olduğuna inananların sayısı da anımsanmayacak kadar fazla. Yeni gelen
yöneticilerinden kendilerine mobbing yapmasını bekleyen çalışanlar, mobbinge
maruz kalmayınca yöneticilerinin zayıf olduğunu düşünüp onlar yöneticilerine
karşı taarruza geçiyor. Çalışanların ve yöneticilerin karşılıklı olarak bu
durumu beslemeleri mobbingi ortadan kaldırmayı zorlaştırıyor.
(Antalya Life 82. sayıdan)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder